NASA BİR DOKTORU UZAY İSTASYONUNA IŞINLADI
1960’lı yılların ünlü bilimkurgu dizisi ülkemizdeki adıyla Uzay Yolu (Star Trek) yayınladığında hepimiz ilgiyle izlemiştik. Özellikle zaman zaman tekrarlanan bir sahne vardı ki bizi bizden alıyordu. Sanki bütün her şeyin çözümü gibiydi. Kaptan Kirk elinde bu günkü cep telefonlarına bir benzer bir cihaza gemideki mühendis Scotty’e “Işınla beni Scotty!” (“Beam me up Scotty!”) diyordu. İşte dünyaca ünlü bu replik filmdeki anlamıyla olmasa da kısmen gerçek oldu.
Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS), Astronot Thomas Pesquet, geçen yıl (2021) Ekim ayında NASA'nın uçuş cerrahı Dr. Josef Schmidt ile etkileşime girdi. NASA, bu ayın (Nisan 2022) başlarında bir basın açıklamasında bulundu. Artık bu etkileşimle ilgili farklı bir teknoloji kullanılıyordu. Farklılık, Doktor Schmidt'in hologramının Dünya'da rahatça otururken ISS'ye (International Space Station – Uluslararası Uzay İstasyonu) yansıtılmasıydı.
NASA bu tekniğe holoportasyon adını verdi - bizi şimdiye kadar oldukça alıştığımız 2B (iki boyutlu) etkileşimlerden bir adım daha ileri götüren hologram ve ışınlanma (teleportation) kelimelerinin birleşimi. Bu teknikte, yüksek kaliteli üç boyutlu (3B) görüntüler gerçek zamanlı olarak yakalanır, sıkıştırılır ve iletilir ve ardından karma gerçeklik ekranı üzerinde görüntülenir.
NASA Bunu Nasıl Yaptı?
Bu başarıya ulaşmak için NASA, karma ve sanal gerçeklik uygulamaları için özel yazılımlar sağlayan Houston merkezli bir şirket olan AEXA Aerospace ile işbirliği yaptı. NASA, Microsoft'un bir karma gerçeklik cihazı olan HoloLens ve AEXA özel yazılımını kullanarak, iki taraf arasında, aynı odada oturuyorlarmış gibi 3D olarak görebilecekleri, duyabilecekleri ve etkileşime girebilecekleri bir etkileşim sağlayabilir.
Schmid, etkileşimle ilgili basın açıklamasında, "Uzay istasyonunun 17.500 mil hızla seyahat etmesi ve Dünya'nın 250 mil üzerinde yörüngede sürekli hareket halinde olması önemli değil." dedi. "Astronot üç dakika veya üç hafta sonra geri gelebilir ve sistem çalışırken biz o noktada orada olacağız, uzay istasyonunda canlı yayında olacağız."
Günümüz Buysa Gelecek Nedir?
Bu iki yönlü iletişim gösterimi, astronotların yalnızca tıbbi hizmetler için kullanabilecekleri değil, aynı zamanda Dünya'dan ISS’e (Uluslararası Uzay İstasyonu) ışınlanacak olan VIP ziyaretçileri karşılayabilecekleri, gelecek NASA görevlerinde teknolojinin daha kapsamlı uygulamaların habercisidir.
İnsanlık, mürettebatlı uzay görevleri için yeni ufuklar keşfetmeye çalışırken, bu daha yeni iletişim biçimleri, astronotların görev kontrolü, tıbbi ekipler ve ayrıca aile ve arkadaşlar ile kişisel düzeyde bağlantıda kalmasına yardımcı olacak.
Bununla birlikte, henüz çözülmesi gereken iletişim gecikmeleri engeli de hala söz konusu. Basın bülteninde belirtildiği gibi, Dünya ve Mars gezegeni arasındaki tüm iletişim modları için 20 dakikalık bir iletişim gecikmesi var ve sorunsuz iletişim için hala üstesinden gelinmesi gerekiyor.
Dünya'ya geri döndüğümüzde, teknoloji Antarktika'daki araştırma merkezleri veya açık deniz petrol kuleleri gibi zorlu ortamlara ulaşmak için kullanılabilir ve ayrıca nakliyeye gerek kalmadan kısa sürede uzaktan uzmanlık sağlanabilir.
Henüz Uzay Yolu’ndaki gibi bir ışınlamaya yaklaşabilmiş değiliz ancak Holoport bize başka ufukları açacaktır.
Yorum Yap