EKONOMİ SÖZLÜĞÜ - DEZENFLASYON
Dezenflasyon Hakkında Temel Çıkarımlar
Dezenflasyon, fiyat enflasyonunun hızının geçici olarak yavaşlamasıdır. Bu terim, enflasyon oranının kısa vadede marjinal olarak düştüğü durumları tanımlamak için kullanılır.
Fiyatların yönüne atıfta bulunan enflasyon ve deflasyonun aksine dezenflasyon, enflasyon oranındaki değişim oranına atıfta bulunur. Kısacası fiyatlardaki artış eğilimin azaldığını ifade eder. %10 civarında gerçekleşen enflasyon oranının %5 civarlarında gerçekleşmesidir örneğin.
Ekonominin aşırı ısınmasını önlediği için sağlıklı miktarda dezenflasyonun gerekli olduğu düşünülür.
Dezenflasyonu Anlamak
Basitçe dezenflasyon fiyatların düştüğünü ya da düşeceğini göstermez. Dezenflasyon fiyatlardaki artış hızının yavaşlamasıdır. Sonuç olarak dezenflasyon, enflasyonun bir parçası, başka bir görünümüdür. Size enflasyonun her sağlıklı ekonomide biraz da olsa olması gereken bir süreç olduğunu söyleyenler çıkacaktır. Sağlıklı ifadesi burada kanıksadığımız bir fikri ifade eder. İşletmelerin kar elde etmeye devam ettiği ekonomiler sağlıklı ekonomilerdir. Çünkü enflasyonun birden fazla sebebi olsa da asıl kaynağı şirketlerin karlarını yıldan yıla arttırma hevesleridir. Kar artışı iki türlü sağlanır, bir maliyetleri düşürmek iki ürün satış fiyatını arttırmak.
Bir an için tüm şirketlerin girdi maliyetlerinin bir seviyede kaldığını ve iki yıl boyunca hatta stabilizasyon sağlanırsa hep böyle devam edeceği varsayılırsa (işçi ve işverenin başlangıç noktası koşullarının devam edeceğini ve bunun kendileri için mutluluk verici olduğunu varsayıyoruz), enflasyonu ilk yaratacak olan şey şirket karını arttırmak için yapacağı ürün satış fiyatının arttırılmasıdır. İşte bu noktada devreye giren şey gücün daha fazla kazanma hırsıdır. Çünkü bu adımı sayısız firmadan bir tanesi mutlaka atacak ve enflasyon ateşinin fitilini ateşleyecektir. (Liberalizm…)
Şimdi tekrar sıkıcı teknik açıklamalarımıza dönelim;
Dezenflasyon Tetikleyicileri
Birçok şey bir ekonominin dezenflasyon yaşamasına neden olabilir. Bir merkez bankası daha sıkı bir para politikası uygulamaya karar verirse ve hükumet elindeki menkul kıymetlerin bir kısmını satmaya başlarsa, ekonomideki para arzı azalabilir ve bu da dezenflasyonist bir etkiye neden olabilir.
Burada temel motivasyon piyasadaki para bolluğunun enflasyonu azdırdığı düşüncesidir. Bu nedenle hükumetlerin elindeki menkul kıymetler devlet tahvillerini faiz karşılığı satarak piyasadan para toplamasını ifade eder. Ancak tahvillerin vadesi geldiğinde ekonomik ortam hala düzeltilmemişse sorun katlanarak büyümeye devam eder. Öte yandan para arzına yönelik rakamlar bize bu düşüncenin doğruluğunu göstermez. Tedavülünde (kişi başına düşen rakamlar esas alınsa bile, yani nüfusa oranlayarak) bizimkinden çok daha fazla para barındıran ülkelerin enflasyonu Türkiye’den çok daha düşüktür. Dolayısıyla sıkı para politikasının enflasyona ya da dezenflasyona sebep olabileceği %100 etkili nedenler arasında değildir ancak küçük bir parçası olabilirler.
İşletmelerin fiyatları yükseltmeye ara vermesi;
Bu da biraz önceki savımızı doğrulayan bir sebep. İşletmeler herhangi bir nedenle örneğin piyasa paylarını arttırmak için fiyatlarını arttırmamayı tercih edebilir. Bu da fiyatların artışında düşüşe yani dezenflasyonu ortaya çıkarır. İşte sadece bu bile enflasyonun asıl nedeninin şirketler olduğunu ortaya çıkarmaya yetiyor.
Geçmişteki dezenflasyon dönemleri, daha yüksek işsizlik ve daha düşük şirket kazançları ile sonuçlanan durgunluklara/ekonomik yavaşlamalara neden olmuştur. Bunun da açıklaması şirketler en yüksek kar seviyelerini koruyabilmek için personel giderlerinden kurtulma yoluna gitmeyi tercih eder ve işsizlik rakamlarının yükselmesine neden olurlar.
Sonuç olarak;
Dezenflasyon, tipik olarak kısa vadede hafiflediğinde enflasyon oranındaki yavaşlamayı ifade eder. Dezenflasyon taraftarları bunun ekonominin aşırı ısınmasını önlemek için gerekli olduğunu savunurken, karşıtları ise ekonomik daralmayı temsil ettiği için bir gerilemeye yol açabileceğini veya deflasyona neden olabileceğini söylüyor.
Ancak hiç kimse sistemin işlemesi için yaratılan formüllerin hatalı olduğunu, iktisat adında bir bilimin olmadığını çünkü tamamen geçmişin istatistiki bilgilerine dayandığını, geleceği ancak belirli olasılıklar dahilinde öngörülebileceğini ancak temelde ekonomiyi büyük sermaye hareketlerinin yönettiğini itiraf etmiyor, edemiyor.
Levent Aslan
6 Eylül 2024
Yorum Yap