REENKARNASYON, ÖLÜMDEN SONRA NE OLUYOR

REENKARNASYON, ÖLÜMDEN SONRA NE OLUYOR

İnsanlığın en önemli konularından biri ölüm. Ölümden sonra hayat var mı? Ölümden sonra ne oluyor? Beden bir kılıf mı? Tüm bu soruların yanıtlarını arayan bir bilim insanı Ian Stevenson reenkarnasyon hakkındaki çalışmalarını ve aynı zamanda Omni dergisinde yayınlanan bir röportajını yayınlıyorum. Ian Stevenson, bir batılı olduğu için bu konu çok önemli zira Dünya'nın doğusunda reenkarnasyon inancında hiç bir sorun yok. Onlar bunu normal karşılayıp bir üstünlük olarak görmüyorlar. Evrimin asıl konusu iyi insan kötü insan olmak üzerine. .. Gelin ilginizi çekecek bu konuya göz atalım.

Ian Stevenson, doğuda daha fazla bilinen ve inanılan reenkarnasyonu batıya tanıtan bilim insanı olarak bilinir. Reenkarnasyon nedir? Kısaca ruh göçü (ya da yeniden doğmak) olarak tanımlansa da reenkarnasyonun dinamiklerinin karmaşık olduğu hakkında birçok parapsikoloji uzmanı hem fikir.

Kanada, Quebec doğumlu Psikiyatri profesörü Dr. lan Stevenson, 39 yaşına basmadan Virginia Üniversitesi Nöroloji ve Psikiyatri Bölümü Başkanı olmuş 2002 yılında emekli olana dek bölümün başında kalmıştır. Parapsikoloji Vakfı’nın destekleriyle uzun yıllar Hindistan, Afrika, Yakın ve Uzak Doğu'dan derlediği önemli olaylarla tanınmıştır. Hedeflediği, dünyanın neresinde olursa olsun, küçük bir çocuğun alışılmadık bir geçmiş yaşam öyküsünü anlattığını duyduğunda sözünü ettiğim ülkelere gidip konunun derinliklerini araştırmak olmuştu tüm yaşamı boyunca.

Şimdi gelin Ian Stevenson’u bütün bir ömrünü ve kariyerini adadığı reenkarnasyon vakalarında yakaladıklarına bir göz atalım. Ayrıca bu yazının içinde Stevenson ile yapılmış ilginizi çekecek bir de röportaj bulacaksınız. İlginizi çekecek diyorum çünkü sorular neredeyse konuyu her merak eden insanın soracağı türden.

Stevenson’un takip ettiği bu çocuklar, geçmiş yaşamlarındaki evlerini, komşularını, hala yaşayan arkadaşlarını ve ilişkilerini anlattılar ve dikkat edin aslında her an anlatıyorlar, ta ki belli bir yaşa gelip unutana kadar. Unutmayan nadir insanlar da çıkmıyor değil elbette. Bu çocuklar kendi yaşamlarındaki önemli olayları hatırlayarak korkunç ölümlerini aktardılar, ilginçtir, bazıları vücutlarında ölümlerinden kalma yara izleri taşımaktadır. Bütün bu insanların öyküleri, boyalı basında önceki dönemlerde sıkça yer almıştır. Zaman zaman hala rastlamak mümkün. Tahmin edildiği gibi ana akım medyanın düzeysiz yaklaşımları ciddi araştırmaları da olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda Stevenson'un, tek yönde yoğunlaşması, çalışmalarındaki titizlik, objektivizm ve metodolojik kusursuzluk dikkat çekmiştir.

Washington Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nün eski başkanlarından Herbert Ripley; "Yetenekli ve dürüst birisinin böylesine tartışmalı bir alanda araştırmalar yapıyor olması bizim için şanstır" demiştir.

Dr. Harold Lief, "Journal of Nervous and Mental Diseases" dergisindeki yazısında, "İkisinden birisi geçerli, Stevenson ya dev bir hata yapıyor, ya da 20. yüzyılın Galile'si olarak tanımlanacak" diye belirtti durumun ciddiyetini göstermek için.

 

2500 Reenkarnasyon Olayını Derledi

Stevenson, 31 Ekim 1918'de Montreal'de doğdu. İskoç bir avukatın oğluydu. Babası sonradan Toronto Star gazetesine yazar olmuştu. İngiliz annesi metafizik, karşılaştırmalı din ve alternatif şifa üzerine geniş bir kitap koleksiyonuna sahipti. Stevenson küçükken Teosofi'ye adanmıştı. Stevenson annesinin kitaplarının çoğunu okumuştur. Bu konuların cazibesi vardı, ancak bunlara bilimsel olarak yaklaşmanın bir yolunu göremediği için Stevenson o zamanlar bu konulara ciddi bir ilgi duymadı.

Üniversite eğitimine İskoçya’nın en eski üniversitelerinden olan St. Andrews (University of St. Andrews) Üniversitesinde başladı. Sağlık durumu askerlik yapmaya müsait olmadığı için II. Dünya Savaşı başlarken 1939 yılı güz döneminde Montreal McGill Üniversitesi'ne geçti. McGill'de tarihin yanı sıra fizik, kimya ve biyoloji okudu. Lisans derecesini 1940'ta aldıktan sonra McGill'in tıp fakültesine kaydoldu. Dört yıllık programı üç yılda tamamladı ve 1943 yılında sınıf birincisi olarak mezun oldu.

Ian Stevenson çalışmalarını önce psikosomatik hastalıklara sonra psikiyatriye yöneltti, Freudian psikoloji alanında uzun araştırmalar yaptı; bugün ise gülümseyerek şöyle diyor; "Eminim ki, Freud bir gün komik bir figür olacak, onun klinik deneyleri temel alan ilk kitabını okuduktan sonra oturup düşündüm; bana göre teorik düşüncelere dalmış, bunları konuya sokuşturmuş ve araştırma yapma ilgisini kaybetmişti. Freud, konik bir teori oluşturarak çalışma modelini sona erdirdi ve bunun yerine minicik bilgileri temel alan uydurmaları dayanak olarak kullandı."

Evlendiği Ruth Stevenson, bir kütüphaneciydi ve ruhsal olaylarla ilgiliydi ama eşinin ilgisi Stevenson'u o kadar etkilememişti. "Gerçekte, bu konu bana hiçbir şey getirmedi, isterdim ama olmadı, merakım bazen başıma dert açıyor" demişti. Sayısız profesyonel psikiyatrik makalenin yazarı ve iki önemli psikiyatrik yazı yayınladı, bu çalışmalarında röportajlar ve tanılar yer aldı.

1964'te, psikiyatri çalışmalarını durdurdu ve ruhsal olayları araştırmaya yöneldi, özellikle reenkarnasyon üzerinde duruyordu. Bu yöneliş ona para kazandırdı, şanslıydı; "Geçmiş Enkarnasyon İddialarının ve Anıların Yaşamsal Kanıtları" adlı çalışması 1960'ta yayınlandı ve Xerox fotokopi makinesinin bulucusu Chester Carlson'un dikkatini çekti ve Carlson ilk olarak Stevenson'un çalışmalarını sürdürebilmesi için bir fon oluşturdu. Çalışmalar büyük giderler gerektiriyordu, örneğin 1966-1971 arasında yılda 90.000 km yol yaptı, bazen tek bir vaka için 25 kişiyle görüşmesi gerekti. Bir ara Stevenson'un arşivinde, 2.500'den fazla vaka dosyası ve çok para gerektiren araştırmalar olmuştu.  Carlson 1968'de öldüğünde, Stevenson'u üniversitede sözü geçen bir konuma getirmiş ve vasiyetine kurduğu fonun gelirinin Stevenson'un çalışmalarını daima finanse etmesini yazmıştı.

Stevenson, medyadan şikayetçi

Aradan geçen uzun yıllardan sonra Stevenson, geçmiş yaşam iddialarını araştırmaya devam etti. Artık özellikle çocuklardan kaynaklanan iddialara öncelik veriyor, dikkatini "Hayal Anılar"la, "Davranış Anıları" arasındaki farklara yöneltiyor. Bilinçli anılara yani hayal anılara sahip olmayan bir çocuğun, geçmiş yaşamından gelen ilgileri, yetenekleri ve fobileri (Davranış anıları bunlardır) deneylerle ortaya çıkarılabilir ve bunlar geçmiş yaşamın unutulmuş bilgileri olabilirler ve belki de reenkarnasyon, insan kişiliğinin aslını ve özelliklerini açıklayabilir ve bu buluş, diğer kuramların tüm açıklamalarının hatalı oldukları anlamına gelecektir.

Stevenson son zamanlarında, doğum işaretleri ve bedensel eksikleri özellikle incelemiştir. Dev bir çalışmayı oluşturma yolunda önemli bir aşama kaydetti ve 1966 yılında 20 Cases Suggestive of Reincarnation (Reenkarnasyonun Gerçek Olduğunu Düşündüren 20 Vaka) isimli çok satan kitabını yayınladı. Ayrıca Reenkarnasyon ve Biyoloji isimli 2 ciltlik kitap, Önceki Yaşamlarını Hatırlayan Çocuklar gibi reenkarnasyon üzerine kitapların yanı sıra psikiyatri alanında da kitapları bulunuyor.

Stevenson bir dönem, ortamdan pek hoşnut değildi, isteğini yitirmiş görünüyordu, özellikle TV kanallarında, gazetelerde ve magazin dergilerinde yer alan yalan ve çarpıtılmış reenkarnasyon haberlerinden şikayetçiydi. Virginia'dan ayrılarak İngiltere Cambridge'e oradan da Hindistan'a gitti. Stevenson tüm yaşamı boyunca sessiz ve çekingen olmasıyla tanınmıştı. Şimdi onun tanınmış Amerikalı gazeteci Meryle Secrest ile 1988 yılında yaptığı söyleşiye yer veriyorum.

 

Önemli olan çocukların söyledikleri

Secrest: Son kitaplarınızdan olan ‘Geçmiş Yaşamlarını Hatırlayan Çocuklar’da, çok nadir olaylara yer veriyorsunuz. Bu kitap neden önceki kitaplarınızdan farklı ve önceki tüm belgeli olaylardan daha etkili?

Stevenson: Bana da öyle geliyor, elimdeki tüm olaylar geniş bir dağılıma sahip değil, ayrıca önceki çalışmalarımda olayları olduğundan az etkili göstermiştim. Örneğin "Yirmi Reenkarnasyon Vakası" bir best-seller olmuştu ama bilimsel bir eser olmaktan çok ötedeydi, yedi dile çevrilmiş, 50.000 adet satmıştı ve yirmi yıllık bir dönemi kapsıyordu. Okuyucuların arasında bilimciler yoktu ve biraz da halk işiydi. Kısacası, oradaki olaylar tıp ve psikoloji alanında aydınlatılması gereken problemlere neden oldular. Tatmin olmamaya başlamıştım, gelişen psikoloji metotları insanlara daha çok yardımcı oluyorlar, yetersiz kalıyordum. Geleneksel kuramlara göre düşünürsek insan kişiliğinin genetik maddesinin yapımı doğal olarak atalarından annesi ve babasının aracılığıyla oluşur ve buna değişimin etkileri katılır. Bu etkiler, doğumdan önceki ve sonraki çevreden gelirler. Fakat, ortaya çıkardığım bazı olaylar yeterince tatminkâr değildi, yani genetik ve çevre etkileri açıklamaları veya ikisinin kombinasyonu... Ben, Özellikle erken çocukluk fobilerini araştırıyorum ve doğadışı görünen, bilinenin ötesinde yetenekleri ortaya çıkardım ve bunların kendiliğinden gelişmiş olduğu görülüyor. Bunu destekleyen inandırıcı çocuk örnekleri var; hatalı seks doğumları, damar tıkanıklığından gelen deformasyonlar ve tek yumurta ikizlerinin aralarındaki farklılıklar, ayrı beslenme alışkanlıkları ve hatta benzeri olaylar gibi akıldışı olaylarla karşı karşıyayız. Öyleyse, daha ciddi ve araştırıcı olmak zorundayız. İşte bunları anlatmak istedim.

Secrest : Bu tür bir çalışma ilk kez mi yayınlandı?

Stevenson : Evet ve tüm dünyada eşi yok. Hindistan'da bir bilim ekibiyle beraber çalıştım ve şimdi bağımsız araştırmacılığı başlattım.

Secrest: Olayları izleyecek misiniz veya tepkileri mi bekleyeceksiniz?

Stevenson: İkisini birden; elimde çok fazla bilgi var, bunları çalışma alanımdan çıkarmak istiyorum. Daha çok yazmak İstiyorum ama kitap yazmaktan söz etmiyorum, çünkü kitaplar yazarın ölümünden sonra da yayınlanıyorlar; bunu sevmiyorum.

Secrest:  Çocuklarla ulaşmak istediğiniz hedefe ne zaman ulaşacaksınız?

Bu amaç 60'ların sonunda oluştu, Hindistan'a gittikten sonra...

Stevenson:  Yetişkin insanlar bana yazıyorlardı ve ben sonraları olayların çoğunun değersiz olduğunu görmeye başladım. Bilinçaltının etkilerini gerçek olarak kontrol edemezsiniz, yetişkinler bunu açığa vuruyorlar. Küçük bir çocuğun öğrendiği bilginin değeri daha yüksek, daha kolay anlaşılıyor ve daha güvenli, özellikle küçük bir Asya köyünde yaşayan bir çocuksa. Buralarda, büyüleyici ve önemi olan olaylar elde ettim. Açıkçası, çocuklar küçükken çok fazla bilgiyi özümlüyorlar. Birbirlerine çok uzak kentlerde yaşanan ölümlerle ilgili çok fazla bilgi paketleri oluştu. Kuzeybatı, Kuzey Amerika'da ve Burma'da çok olaya tanık oldum. Bir olasılık var; bazı yetişkinler veya büyük çocuklar ölmüş bir kişi hakkında konuşuyorlar ve küçük çocuklar bunları duyup özümlüyorlar ve böylece soru cevaplanıyor. Ama böyle değil, sonuçlar var ve ben Hindistan'dan örnekler verebilirim, çok büyük uzaklıklar arasında ilişkiler var, örneğin 25-50 km veya daha çok uzaklıklar gibi, köylerin arasında ilişki yoktu. Çocuklar hiç bilmedikleri yerler ve insanlar hakkında kesin bilgiler verdiler.

 

"Bilgiler kayboluyor..."

Secrest : Kesin sonuçlar veren çocuklar buldunuz ve anlattıklarının ailelerinin geçmişleriyle ilişkili olmadığını da kanıtladınız. Ama, çocukların geçmiş yaşam öykülerinin fobilerle veya travmalarla doğrudan ilişkili olduğu geçerli bir görüş olarak halen yerinde duruyor ve siz o çocukların

psiko-kişiliklerinden söz ediyorsunuz.  Peki, o zaman kalıtım düşüncesi yeterli bir açıklama olamaz mı?

Stevenson: Bu doğru; çevresel etkileri görmek çok kolay. Örneğin ünlü besteciler gibi yani Bach, Mozart veya Beethoven'den söz ediyorum. Bunların babaları da çok iyi müzisyendiler. Ama Handel'i ne yapalım? Ailesinin müzikle hiç ilişkisi yoktu ve babası bu konuda çok katıydı. Veya modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale'i ele alalım; çocukluğunun çok ötesindeydi ve seçimini çok ileri yaşlarda yapmıştı. Sonsuz örnekler verebilirim ve bunları geçerli kuramlarla açıklamak güçtür. Ama eğer bir reenkarnasyon olasılığını kabul edersek, eğlendirici bir yön yakalayabiliriz. Bu çocuklar, güçlü beğenilerin veya hoşnutsuzlukların kanıtı olabilirler, hatta yeteneklerin ve hatta dahiliğin doğal sonuçları önceki yaşamlardan gelebilir. Ben, bazı çocukların yeteneklerinin, önceki yaşamlarından geldiği düşüncesindeyim.

Secrest: Geçmiş yaşamını anımsayan bir çocuk için ne önerirsiniz? Bir yöntem var mı?

Stevenson: Bir çocuk önceki yaşamını anımsıyorsa, bunda bir zarar veya kötülük yok. Ben bir çocuğun doğum işaretleriyle veya doğuştan gelen sakatlığıyla kısmen ilgileniyorum. Bir vakada, çocuğun ve büyükbabasının vücutlarında aynı yer- de, iki aynı pigment lekesi vardı ve bunun nedeni genetikti ama aynı çocuk büyükbabasının küçüklük ve gençlik yaşamını da biliyordu. Nasıl? Parmaksız, dilsiz veya elsiz doğan bir başka çocuğu ele alalım ve önceki yaşamında cinayetten öldüğünü anlatıyor olsun. Ona kusurluluğun nedeni belki bu yolla anlatılabilir ama bu yöntem pompalamak gibi oluyor ve ben çocuklarla böyle konuşmayı sevmiyorum.

Secrest: Çocukların ailelerinden gelen veya iki aile karşılaştığında olanların bilgisi kayboluyor mu?

Stevenson: Ben çoğu zaman, olaylar olduktan sonra ulaştım. Önemli bilgiler kayboluyordu, anlatılanları hep kaydettim ama çoğunlukla çocuklar konuşmaktan utanıyorlardı ve ailelerinin anlattıklarını onların ağzından duyamıyordum. Meslektaşlarım ve ben çocukların öteki ailelerle beraber olduklarında söyledikleriyle, sonradan söylediklerini ayırmaya çalıştık. Kabul etmek gerekir ki, ikincisinin değeri daha az. Kesin olarak vurgulayamam ama bir çocuk önceki yaşamını hatırlamaya başladıysa bu üç yaş civarında oluyor ve çocuk konuşup anlatıyor. Bundan öncesinde bir şey anlamak mümkün değil, beş yaşından sonra yaşamında başka şeyler oluyor ve unutmaya başlıyor.

 

Secrest: Çocuklar hangi sıklıkta geçmiş yaşamlarını hatırladıklarını iddia ediyorlar?

Stevenson: Olayların tekrar sıklığını henüz bilmiyoruz. Biz sadece, bize gelen olayları biliyoruz, Kuzey Hindistan'da her 500 kişide bir olaya rastladım, olaylar genelde hafife alınıyor ve ailenin ötesine ulaşmıyor. Birçok kültürde reenkarnasyon kabul edilir ama aileler çoğu zaman bu tür anıların zararlı olduğunu düşünüyorlar ve bu yüzden çocukların anlattıkları yok olup gidiyor. Aileler, katledilmiş veya katil olan çocuklara sahip olma fikrinden hoşlanmıyorlar.

"Hatırlamada ölümün şekli önemli..."

Secrest: Hatırlama olayları hangi temayüllerle ilgili?

Stevenson: Vahşi ve acı ölümler önemli bir faktör. Altı ayrı kültürde, 700 olay var, bunların % 60'ı kötü birer ölümü hatırlıyorlar. Ama bunlar, gerçekten yeterli olabilir mi? Karmakarışık kazalar, cinayetler ve intiharlar daha fazla dikkat çekiyor. Çocuklar genelde, önceki yaşamlarının ancak son birkaç yılını anımsıyorlar ve % 75'i ölümlerini anlatabiliyorlar. Eğer ölüm sert bir ölümse, çok ayrıntılı detayları verebiliyorlar.

Secrest: Kızlar, erkekler diye bir farklılık var mı?

Stevenson: Evet, kızlara göre oğlan çocuklar daha öndeler. Bir kızın geçmişinde kötü bir olayın olması ve hatırlanması, o toplumlarda gelecekte evlenememesine neden olabilir. Dünyanın her yerinden 1995 kayıtlı olayın % 62'si erkek çocuklardı. Bir açıklama getiremem ama galiba erkekler kötü ölümlerle daha çok karşılaşıyorlar.

Secrest: Batı uygarlığının çoğunluğu reenkarnasyon düşüncesine alaycı bakıyor, neden?

Stevenson: Tek bir açıklama bulmak güç, bazı Güney Avrupalı Hıristiyanlar reenkarnasyona inanıyorlardı, ta ki MS 553'te Nice'te yapılan dini toplantıda bu tür inançlar yasaklanana kadar. Düşünür Plato, "Cumhuriyet" adlı yapıtında, gelecekteki yaşamlarını seçen ve yeniden doğan ruhlardan söz ediyordu. Schopenhauer daha ciddiydi ve Voltaire'in bir zamanlar bilinen yeniden doğma inancı karşısında gözlemleri bir sürpriz olmamıştı. Henüz bilim dünyası, ölümden sonra yaşama inanmıyor. Sanıyorum ki, Darwin'in yaklaşımı ruhun tahtından indirilmesinde katkıda bulundu. Reenkarnasyon düşüncesi, kısmen sıkıcı olabilir, çünkü hatalı olarak çok fazla sergilendi ve benimsendi. Örneğin, Hinduist ve Budist inançlarda bir hayvan olarak yeniden doğmaya inanılıyor. Bu doğru olamaz.

Secrest: Bu durumunuz, gelgit olayında yüzmeye benziyor?

Stevenson: (Gülerek) Zindelik veriyor...

Secrest: Çalışmalarınıza karşı yapılan eleştiriler ne düzeyde?

Stevenson: Birçok insan, reenkarnasyona inanıyor. Eğer bir çocuk, önceki yaşamından söz ediyorsa en çok karşılaştığım iddia, ailesinin yönlendirdiği veya çocuğun çevre bilgisiyle beslendiği şeklinde. Bu tür sosyo-psikolojik yorumlara açığım ama çalışmalarım bu yönde değil. Bir olayı öğrendiğim zaman, böyle olasılıkları elemine etmiyorum, aksine her şeyi normal kanallardan öğrenmek istiyorum. Önceki yaşamınızda, bir bıçak yarasıyla öldürüldüğünüze inanıyorsanız, bu sizde bir fobi yaratabilir ve bıçaklardan korkarsınız ve bu fenomen psikolojik bir şekilde de yorumlanabilir. Bir sürü tartışma var; bir çocuk çok uzakta bir yerde yaşayan bir aile hakkında, kendi ailesinin hiç bilmediği şeyler söylüyor ve beni eleştirenler hala benim bir şeyleri gözden kaçırdığımı söylüyorlar oysa çocuk ancak ölüm aracılığı ile bunları öğrenebilir.

Secrest : Olayların neredeyse tümü neden Asya'da? Eleştirmenler batıda eleştirecek bir olay bulamadılar mı?

Stevenson: Nasıl olabilir ki? Çocuk psikologları, psikiyatristleri, pedagoglar, aile doktorları, anneler, babalar varken çocuk nasıl böyle şeyler söyleyebilir ki? Her an gözleniyor ve üzerinde dış değerler oluşturuluyor. Çocuklar geçmiş yaşamlarını ya oynarken, ya da çizerken hatırlıyorlar.

Secrest: Yeni kitabınızda, reenkarnasyon düşüncesiyle ilgili tartışmalı kavramlara yer verilmiş, toparlayabilir misiniz?

Stevenson: Tartışılan tek bir kavram var, o da Hinduların "karma" dedikleri şeyi kapsadığı, özellikle de yaptığına karşılık veren bir karma kavramı...

Secrest: Tepki veren bir karma oluşumu, hiç hoş bir düşünce değil. Bu yaşamınızda yaptığınızı, gelecek yaşamımızda ödeyeceksek, böylesine cezalandırıcılık kötülük yapmakla eş değerde olmuyor mu?

 

Stevenson: Birilerine göre böyle ama daha özgün olabilir. Neden-sonuç ilişkisine dayanan bir karma fikrinin hiçbir kanıtı yok ama sürekli yaşamların var olduğunu sanmak ve ıslah edici olduğunu düşünmek inançların bütünlüğü olabilir. Lübnan'da bir Dürzi ile çalışmıştım, Tanrı'nın kendisini çeşitli yaşamlar yaşamak için dünyaya yolladığına inanıyordu, bir balıkçı, bir banker veya bir korsan... Fakat her yaşamında daha iyiye gidecekti. Banker yaşamında daha zengin ama daha namuslu olacaktı ve bunlar "Yargı Günü"nde hesaplanacaktı. Tek bir yaşamda hiçbir şey yapılamaz, hiçbir şey düzeltilemez ve anlaşılamazdı.

Hipnoz, yanlış ve tehlikeli bir yol...

Secrest: Insanlar çok kolay kandırılıyorlar ve hemen inanıyorlar fakat sizin durumunuzda ve düşüncelerinizde görülüyor ki reenkarnasyon asla kanıtlanamayacak, öyle mi?

Stevenson: Kimseyi zorla veya azarlayarak inandırmak istemiyorum. Bu kitapta, reenkarnasyon fikrini anlattım, öteki kitaplarımda örnek olayları vermiştim. Ben diyorum ki, reenkarnasyon kabul edilebilir ve inançları asla zorlamaz. Tüm çalışmalarımda bir ihmal arayarak çok derinlere indim ve bana karşıt bir kanıt getirmediler. Zaman içinde daha uygun kanıtlara ulaşacağız. Ben bir misyoner değilim. Hindistan'da bir bilge olan Ramakrisnha Swami ile örüştüm, bana ne yaptığımı sordu; doğal bir heyecan duyduğumu söyledim. Uzun bir sessizlikten sonra cevap verdi; "Biz, reenkarnasyonun gerçek olduğunu biliyoruz fakat bu bir üstünlük getirmez, burası Hindistan, dolandırıcılar ve kötüler batıda olduğu gibi burada da var."

Secrest: Hipnoz altında geçmiş yaşamlara dönüldüğü iddiaları ve sayısız sahtekarlık var. Ama siz taraftar olmasanız da, bunu pek dışlamıyorsunuz?

Stevenson: Deneylerime göre, neredeyse tüm önceki yaşam iddiaları hipnozla uyanabiliyor, ama hayallerin etkisi burada çok fazla ve zor bir iş bu, uzun, sabırlı ve gayretli bir çalışmanın sonucunda hipnotistin etkisi altında kalınabilir. Hipnoz altında her tür telkine açık olunabildiği sır değildir ve bu tür bir araştırma gerçekten çok tehlikeli olabilir. Bazı insanlar anılarından çok korkuyorlar ve bu yüzden de hipnoz altında çok geri zamanlara gitmeyi reddediyorlar. Bu zor ve tıp eğitimi gerektiren bir iş, aldatıcı ve fazla heveslendirici...

 

Kennedy, Türkiye'de bir Alevi çocuğu olarak doğdu mu?

Secrest: Sahtekarlara çok rastladınız mı?

Stevenson: Fazla değil, bunları kolay tanıyorum. Asya'nın ve Afrika'nın ortalama köylüleri bir hileyi tasarlayacak zamana sahip değiller. Yaptıklarında ise sadece zamanımı çalıyorlar, ortada bir para veya çıkar sağlayabilecek bir ün olasılığı yok. Başarılı bir hile çok zordur zira pek çok tanık ve tutarlı çocukluk anıları gerektirir, metotlarımızla bunu hemen anlarız. Örneğin Türkiye'de iki Alevi çocuk görmüştüm, birisi önceki yaşamında Başkan Kennedy olduğu iddiasındaydı ve bunun gerçek olmadığını kanıtlamak çok kolay olmuştu.

Secrest: Reenkarnasyon doğal bir olay mı yoksa çok büyük bir amacı mı var?

Stevenson: Elbette var. Benim Tanrı düşüncemde O, evrimci ve tekamül ettiricidir. Ben, gözet- leyen bir Tanrı'ya Inanmıyorum, yaratıcı, bir saatçi değildir yani saati yapıp, sonra kurup gitmiş olamaz. Ben, bir "Kendini Yapan ve Geliştiren Tanrı'ya İnanıyorum. Evrimleşiyor ve deney kazanıyor ve biz onun bir parçasıyız... Bedenler giyilip atılır, ruhların ise dinlenmek ve düşünmek için dönemlere ihtiyaçları vardır çünkü sonradan yeni bir bedenle baştan başlayacaktır.

Secrest: Ruhun seksüel değişimleri, homoseksüelliğe bir cevap getirebilir mi? Cinsiyetin karışması yeni bir ışık olabilir mi?

Stevenson: Evet. Batılı uzmanlar yeterince katılmıyorlar ama Güneybatı Asya'da böyle değil. Cinsiyetin tanımlanması ve kararlaştırılması hatta karışması reenkarnasyonun bir sonucudur ve olası bir açıklama için az zaman kaldığı görüşündeyim.

Secrest: Örnek olaylarda devamlılık olduğu dikkat çekiyor, yani kişi genelde aynı ortamda yine doğuyor, neden?

Stevenson: Müslümansa, Tanrı'nın böyle istediğine, Hindu veya Budist ise karma gereği olduğuna inanıyor. Amacı yaşarken öğrenmek zorunda veya öğreniyor. Önemli olan fark etmek olsa gerek, birisi evrimleşmeyi gerçekten istiyorsa bir azizin ailesinde yeniden doğabilir. Bir mafya katili olarak yaşadığınızı ve yine mafya katili olmak için bir kez daha doğduğunuzu düşünebiliyor musunuz? Bu çok ciddi bir ceza olur ve bence böyle bir sistem yoktur. Ama bütün bunlar birer varsayım ve gelecek yüzyılda ancak bazı soruları sorabiliriz, cevaplar daha da ötede...

Secrest: Sizin çocuğunuz var mı?

Talihsizlik, olmadı.

Secrest: Geçmiş yaşamı hatırlamak dezavantaj değil mi?

Stevenson: Sanırım. Bu çocuklarda bozukluklar ve kişilik bölünmeleri oluyor. Bazen anne ve babalarını reddediyorlar, onların gerçek olmadıklarını söylüyorlar. İşler çok karışıyor, eski kocalar, karılar, çocuklar birbirine giriyor. Hintli bir çocuk, eski metresi olduğuna İnandığı bir kadının peşine düşmüş, geri almaya çalışıyordu ama sadece bir çocuktu. Kısacası büyük sıkıntılar oluşuyor.

Secrest: Siz nerede yeniden doğmak isterdiniz?

Stevenson: Bu çok kişisel bir soru.

Secrest: Son olarak sormak isterim, çalışmalarınız ölüm ve yaşam konusunda tavrınızı etkiledi mi?

Stevenson: Sanırım. Ölüm korkusundan kurtulduğumu iddia etmiyorum ama başkalarına göre biraz daha azaldı. Bu çocuklar, nadir de olsa yetişkinlere güven verebiliyorlar. Eşini yitiren bir kadın hem ağlıyor hem de; "Ağlamayın, ölüm bir son değil, bana bakın; öldüm ve yine buradayım,” diyebiliyor.

Evet, Stevenson'un sözleri böyle; reenkarnasyon konusunda en önemli batılı bilim adamı olan Prof. lan Stevenson görüldüğü gibi reenkarnasyona inanıyor ama bir fanatik değil ve kanıtlama çabasına da girmiyor. Olayları ortaya koyarken çok dikkatli, sadece ama o da arada bir böyle olmalı, diyor. Eğer reenkarnasyon, Stevenson'un dediği gibi Tanrısal bir amaç taşıyorsa, bizim böylesine bir sistemi ve düşünceyi anlayabilmemiz gerçekten mümkün olamayacaktır. Yok eğer, böyle bir şey yoksa ve olanlar psikolojik nedenlerden kaynaklanıyorsa iyiliğin, kötülüğün, günahın, sevabın tek bir yaşam hakkında pek önemi kalmayacak.

 

Levent Aslan

4 Ocak 2024

Levent ASLAN

Levent ASLAN

Yazar

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

GİZLİ LİDERLER ve ILLUMINATI GERÇEĞİ GİZEM

GİZLİ LİDERLER ve ILLUMINATI GERÇEĞİ

İNSANLIĞIN SÜRÜKLENDİĞİ DERİN KOMPLO GİZEM

İNSANLIĞIN SÜRÜKLENDİĞİ DERİN KOMPLO

ANTİK DÜNYANIN BEYİN DALGASI TEKNİKLERİ VE ŞAMAN RAHİPLERİ GİZEM

ANTİK DÜNYANIN BEYİN DALGASI TEKNİKLERİ VE ŞAMAN RAHİPLERİ

KOZYREV AYNASI İLE PARANORMAL ETKİLERİN ORTAYA ÇIKIŞI GİZEM

KOZYREV AYNASI İLE PARANORMAL ETKİLERİN ORTAYA ÇIKIŞI

Yorum Yap