Sadece 56 yıl ayakta kalabilen Rodos Heykeli için Küçük Pliny; “Evet, yerde yatıyor ama muhteşem.”  demişti. Rodos limanının girişindeki bu dev Rodos Heykeli sadece bir heykel değil aynı zamanda çok güzel bir ada olan Rodos’un halkının birliğini simgelemekteydi.

Antik Yunan’da belirli güçleri olan kent-devlet sistemi geçerliydi. Lalysos, Kamiros, Lindos gibi Rodos da dört ada  devletten biriydi. MÖ 408’te dört ada anlaşıp Rodos’u başkent yapıp bir birlik kurduktan sonra ekonomik önden büyük bir başarı sağladılar. Mısır Kralı Ptolomey I Soter’le çok gelişmiş ticari bir ilişki içindeydiler.  MÖ 305’te Makedonya’lı Antigonid’ler, ticari rekabet sonucunda bu Rodos-Mısır ticari birliğini savaşarak kırdılar ama asla kente giremediler. MÖ 304’te barış yapıldı, birlik yine kuruldu ve tüm askeri malzeme satıldı ve parasıyla Güneş Tanrısı Helios adına dev bir heykelin yapılmasına karar verildi. Heykel on iki yılda yapıldı ve MÖ 282’de bitirildi ancak MÖ 226’da meydana gelen şiddetli bir depreme karşı ayakta kalamadı. Kent tamamen yıkılmıştı, heykel ise en zayıf yeri olan dizlerinden kırılarak devrilmişti.

Rodoslular Mısır Kralı Ptolemy III’den restorasyon için maddi yardım talep ettiler ama sonra bir kahin heykelin yeniden yapılmasının yasaklandığı şeklinde bir kehanette bulununca Ptolemy’nin yardımından vazgeçildi. Yaklaşık 900 yıl boyunca kırık heykel öylece kaldı sonuç olarak bir kalıntıya dönüşmüştü. Sonra garip bir şey oldu ve Suriyeli bir Yahudi heykeli satın alarak, 900 devenin sırtına yükleyerek taşıdı. Sonrası bilinmiyor.

Helios Kimdi? Helios'un Yunan mitolojisindeki yeri neydi?

Şimdi, Rodos Heykelinde gizlenen mitolojik hikayeyi açıklığa kavuşturmaya çalışalım. Helios, Hyperion ve Theia’nın çocuğuydu ve Güneş Tanrısıydı. Yunanistan çapında yaygın olan bu kültün konusu dışında kalan Antik Yunanlı Filozof Platon, gerek Sempozyum’unda gerekse diğer eserlerinde, Sokrates de dahil olmak üzere, pek çok insanın her gün güneşi selamlayıp dua ettiğini anlatır.

Helios’a özellikle ibadet edilen yerlerden biri Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki On iki  Adasının en büyüğü olan Rodos’tu. Helios, Rodos için koruyucu tanrıydı ve en önemlisiydi. Helios, adanın dini günlerinin en önemlisi olan Helieia festivali ve eski Olimpiyat Oyunlarına çok benzeyen Pan-Yunan oyunları ile onurlandırılırdı. Bunu doğrular bir şekilde adanın adı, kuruluş mitolojisinde Helios’a yedi erkek çocuk veren su perisi Rodos’tan gelmektedir.

Dünyanın Yedi Harikası Rodos Heykeli Hakkında

Açıklama: Aslında her ne kadar Rodos Limanı deniyorsa da, bu gün heykelin hangi limanın ağzında durduğu bilinmiyor.  Tahminler Mandraki Limanı olduğu yönünde. Resimde görüldüğü gibi heykel inanılmaz boyutlarda. Devrildikten sonra limanın ağzını tıkadığından söz eden antik yazıtlar da var ama çelişki çok fazla. Heykelin karada mı yoksa denizde mi 900 yıl boyunca beklediği bilinmiyor, anlaşılmıyor. Yahudi tüccar neyi satın aldı? Heykelin tamamını mı yoksa bir kısmını mı? Belki de başka bir şey satın aldı. Heykel Rodoslu heykeltıraş Lindos’lu Chares başkanlığındaki bir komisyon tarafından yapıldı, bronz parçalar halinde çalışıldı ve sonra birleştirildi. Ayakları ve topukları konuldu. Çatısının yapımında demir ve taş bloklarının da kullanıldığı düşünülüyor. Kaidesi beyaz mermerden yapılmıştı. Bittiği zamanki yüksekliği 33 metreydi. Tam olarak şekli ve görünümü de bilinmiyor. Rodos Heykeli olarak bilinen çizimler anlatılardan yola çıkılarak yapılmış. Fransız heykeltıraş Auguste Bartholdi, Rodos Heykelinden esinlenerek modern dünyanın en çok tanınan ve dünyanın en büyük ülkesini simgeleyen heykelini yaptı. Bu, evet, Newyork’taki Hürriyet Heykeli’ydi. Ne gariptir ki, her iki heykel de özgürlük adına yapıldı.